12 yıl önce
16 Ocak 2009 Cuma
13 Ağustos 2008 Çarşamba
Küçük Kadınlar 11. Bölüm Fragman ve Özet
HALASININ CANSU’YU ALMASI İLE ELİF YIKILIYOR.
ÜSTELİK HALASINA YERLERİNİ KİMİN SÖYLEDİĞİNİ DE ÖĞRENİNCE
ŞOKA GİRİYOR.
MAHKEMEYİ KAZANMAK İÇİN TEK ÇARE YELİZ’İN O EVDE NEDEN İNTİHARA TEŞEBBÜS ETTİĞİNİ ÖĞRENMEKTİR.
Halasının mahkeme sonuçlanana kadar Cansu’yu alması Elif’i çılgına çevirir. Timuçin Elif’i nasıl teselli edeceğini şaşırır. Üstelik halasına saklandıkları evi kimin söylediğini öğrenince iyice öfkelenir. Elif bütün hıncını Ali’den alır. Armi,Bilge ve Yeliz’de Ali’ye tavır koyarlar. Utku’ya hakaret dolu mektup yazan Armi,cafeye gitmediği günler kendisinin yerine onun çalıştığını öğrenince panik olur. Utku ise hiç renk vermez ve Armi’ye bir ceza vermeyi düşünür. Bulduğu ceza Armi’yi iyice şaşkına çevirir. Cansu halasının yanında mutsuzdur, her fırsatta eve gitmek ister. Şevkiye türlü türlü numara ve hediyelerle Cansu’yu kandırmaya çalışır. Elif,Cansu’yu almanın yollarını araştırır. Tek çare Yeliz’i konuşturmaktır. Alış veriş merkezinde de Yeliz,eniştesi ile karşılaşır ve yine tehditlerine mağruz kalır. Simge’nin kışkırtması ile Yeliz eniştesinden kendince intikam alır. Patronu Mihrace’yi sevgilisi için hazırlamaya giden Elif’i ise kötü bir süpriz beklemektedir.
ÜSTELİK HALASINA YERLERİNİ KİMİN SÖYLEDİĞİNİ DE ÖĞRENİNCE
ŞOKA GİRİYOR.
MAHKEMEYİ KAZANMAK İÇİN TEK ÇARE YELİZ’İN O EVDE NEDEN İNTİHARA TEŞEBBÜS ETTİĞİNİ ÖĞRENMEKTİR.
Halasının mahkeme sonuçlanana kadar Cansu’yu alması Elif’i çılgına çevirir. Timuçin Elif’i nasıl teselli edeceğini şaşırır. Üstelik halasına saklandıkları evi kimin söylediğini öğrenince iyice öfkelenir. Elif bütün hıncını Ali’den alır. Armi,Bilge ve Yeliz’de Ali’ye tavır koyarlar. Utku’ya hakaret dolu mektup yazan Armi,cafeye gitmediği günler kendisinin yerine onun çalıştığını öğrenince panik olur. Utku ise hiç renk vermez ve Armi’ye bir ceza vermeyi düşünür. Bulduğu ceza Armi’yi iyice şaşkına çevirir. Cansu halasının yanında mutsuzdur, her fırsatta eve gitmek ister. Şevkiye türlü türlü numara ve hediyelerle Cansu’yu kandırmaya çalışır. Elif,Cansu’yu almanın yollarını araştırır. Tek çare Yeliz’i konuşturmaktır. Alış veriş merkezinde de Yeliz,eniştesi ile karşılaşır ve yine tehditlerine mağruz kalır. Simge’nin kışkırtması ile Yeliz eniştesinden kendince intikam alır. Patronu Mihrace’yi sevgilisi için hazırlamaya giden Elif’i ise kötü bir süpriz beklemektedir.
6 Ağustos 2008 Çarşamba
5 Ağustos 2008 Salı
BEN SANA MECBURUM
"Ben Sana Mecburum" Ali'nin Elif'e söylemek istediği şiir.
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.
Belki haziran da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.
ATİLLA İLHAN
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.
Belki haziran da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.
ATİLLA İLHAN
Etiketler:
ali ve elif,
ali'nin şiiri,
ben sana mecburum
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)